Okuduğumuz kitapları unutmamak için o kitapları konuşabileceğimiz arkadaşlarımızın olması gerekiyor. Böyle arkadaşlarımız yoksa da o insanları bulabileceğimiz yerlerde olmamız gerekiyor. İşte o insanları bulabileceğin yer, tam olarak burası. Hepimiz kendi başımıza kitap okuyoruz ama bu eylemi daha verimli ve kalıcı hale getirebilmeyi amaçlıyoruz. Bu kulüple birlikte ulaşmaya çalıştığım en önemli amaç, psikoloji, felsefe ve sanat tarihi gibi kurgu dışı disiplinler ile farklı ülkelerin edebiyatlarındaki kitaplar arasında bir denge yakalamak olacak.
Okuduğumuz kitapları unutmamak için o kitapları konuşabileceğimiz arkadaşlarımızın olması gerekiyor. Böyle arkadaşlarımız yoksa da o insanları bulabileceğimiz yerlerde olmamız gerekiyor. İşte o insanları bulabileceğin yer, tam olarak burası. Hepimiz kendi başımıza kitap okuyoruz ama bu eylemi daha verimli ve kalıcı hale getirebilmeyi amaçlıyoruz. Bu kulüple birlikte ulaşmaya çalıştığım en önemli amaç, psikoloji, felsefe ve sanat tarihi gibi kurgu dışı disiplinler ile farklı ülkelerin edebiyatlarındaki kitaplar arasında bir denge yakalamak olacak.
Oturumlar
Aralık Oturumu
1 Aralık 2025 17:00
Nietzsche Ağladığında
- Irvin D. Yalom
- Çvr. Esra Birkan
- Ayrıntı Yayınevi
- 416 sayfa
Her hastanın hikâyesinin biricik olduğuna, her biri için farklı terapi uygulamak gerektiğine inanan psikiyatr Irvin D. Yalom, ilk kez 1992 yılında yayımlanan, tüm dünyada çok okunup çok sevilen ve kendi hayat hikâyesinden de izler taşıyan Nietzsche Ağladığında adlı romanında kurmacayla gerçeği harmanlıyor. Dostluğun iyileştirici gücüne dair unutulmaz bir hikâye anlatırken Yalom, okurlarını 19. yüzyıl Viyana’sında, psikanalizin doğum sancılarının başladığı dönemde ve o yılların entelektüel çevresinde ağırlıyor. Henüz iki kitabı yayımlanmış, kimsenin tanımadığı ve son derece yoksul bir filozof olan Friedrich Nietzsche’nin yolu, bir gün henüz gençliğinin baharındayken pek çok sanatçının ve düşünürün doktoru olmayı başarmış, zengin ve saygın bir karakter olan Josef Breuer’le kesişir. Bunda Nietzsche’nin arkadaşı, genç ve güzel bir kadın olan Lou Salomé’nin payı yadsınamayacak derecede büyüktür; kendisi Nietzsche’nin yalnızlığına, ümitsizliğine ve hastalıklarına Breuer’den başkasının çare olamayacağını düşünür. Haklıdır da. Ama bu o kadar kolay olmaz. Nietzsche yardımı kabul etmediği gibi hasta olduğunu da inkâr eder. Süreç zorlu bir yola girse de yolculukları “konuşma terapileriyle” yavaş yavaş ilerler. Bu seanslarda sadece Nietzsche değil, Breuer de teselli bulur. Kendisinin şeytani yönleriyle yüzleşen yetenekli doktor ancak ondan sonra hastasını iyileştirme gücünü kendisinde bulabilir. Breuer bu esnada yakın arkadaşı ve öğrencisi olan Sigmund Freud ile de sık sık görüşüp uyguladığı tedavi yöntemlerini ve süreci paylaşır. Nietzsche’nin düşüncelerini psikanalizle buluşturmasına şahit olduğunuz bu “konuşma terapisi” seanslarında siz de hem hayata dair derin sorgulamalara gireceksiniz hem de kendinizle yüzleşeceksiniz. Türkçede ilk kez 1996 yılında yayımlanan ve o günden bu yana okurlarını insan zihnini ve hayatı sorgulama yolculuğuna çıkaran bu düşünce romanı, bu kez akademisyen ve çevirmen Esra Birkan’ın Türkçesiyle yeniden okurlarıyla buluşuyor.
Konferans durumu
Oda kapalı
Planlanan açılış:
Etkinlik Sohbeti
0@isim ile etiketlediğinde bildirim oluşturulur.Konferans durumu
Oda kapalı
Planlanan açılış:
